Merhaba,
Avrupa Birliği’nin üye talibi ülkelerin ilerleme süreçlerini değerlendirmek için her yıl hazırladığı raporlar yayımlandı. Türkiye raporunda, başta cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve güçler ayrılığı mevzusunda sert eleştiriler var.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, birliği katılım periyodu idame eden ülkelerin Kopenhag kriterlerine ve AB müktesebatına uyum seviyesini ortaya koyan ülke raporlarını deklare etti. Türkiye’ye ilişik raporda, demokrasi ve insan hakları alanlarında sert eleştiriler var.
Raporda, Türkiye’de demokratik kurumların işleyişinde “ciddi eksiklikler” olduğu vurgusu yapılmış oldu; “Demokratik gerileme, raporlama sürecinde de devam etti. Cumhurbaşkanlığı sistemindeki yapısal eksiklikler devam etti. Avrupa Konseyi’nin ve kurumlarının kilit önemdeki tavsiyeleri hâlâ dikkate alınmadı” denildi.
Türkiye’de parlamentonun hükümetten hesap sormak için gerekli araçlara haiz olmadığı belirtilen raporda, “Anayasal yapı, yürütme, yasama ve hüküm erkleri arasında sağlam ve etkili bir ayrım olmasını sağlamaksızın, yetkileri cumhurbaşkanlığı seviyesinde merkezileştirmeye devam etti. Etkili bir balans-denetim mekanizmasının yokluğunda, yürütme erkinden demokratik yollarla hesap sorulması seçimlerle sınırı olan kalmaya devam ediyor” dendi.
Dışişleri’nden AB’nin Türkiye Raporu’na sert çıkış: Tümüyle reddediyoruz
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun bugün yayınladığı 2022 yılı Türkiye Raporu’na Dışişleri Bakanlığı’ndan sert tepki geldi.
Dışişleri Bakanlığı’ndan meydana getirilen izahat şu şekilde:
- Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun bugün yayınladığı 2022 yılı Türkiye Raporu, AB’nin ülkemize yönelik stratejik bakış açısından uzak ve vizyonsuz yaklaşımını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Aday ülke Türkiye’ye karşı sorumlulukların göz ardı edilmiş olduğu ve çifte standartlı bir yaklaşımın sergilendiği bu rapor, AB’nin Türkiye’ye ait yanlı tutumunun bir başka örneğidir.
- Sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla 6 Ekim günü meydana gelen Avrupa Siyasi Topluluğu’nun ilk toplantısında, ortak sınamalara karşı birlikte hareket etmenin ve işbirliğinin önemi ortaya konulmuşken, bu dayanışma ruhunun Türkiye Raporu’na yansıtılmamış olması esef vericidir.
- Özellikle siyasal kriterler ile Yargı ve Temel Haklar faslındaki mesnetsiz iddiaları ve haksız eleştirileri kabul etmiyoruz. Müzakere fasılları önündeki siyasal engelleri kaldırmayan AB’nin, siyasi sistemimize, bürokrat ve yöneticilerimize, ülkemizdeki temel hak ve özgürlükler ile birtakım hüküm kararlarına ve terörle mücadelemize yönelik haksız iddialarını tümüyle reddediyoruz.
Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙂