ANALİZ:  TCMB ekonomik yavaşlamadan çekindi, faiz indirdi: 2022

Merhaba, 

TCMB, politika faizini (1 hafta vadeli repo faizi) sürpriz bir halde 100bp indirerek %13,00 seviyesine çekti (Önceki: %14,00). Konsensüs beklenti ve bizim tahminimiz herhangi bir değişim olmaması yönündeydi. Böylelikle, Gecelik Borç Alma / Verme faizleri (faiz koridoru) %11,50-14,50 (Önceki: %12,50-15,50) ve Geç Likidite Penceresi Borç Alma / Verme faizleri %0,00 – %17,50 (Önceki: %18,50) oldu.

Karar metninde, küresel manzara tarafında, öne çıkan en mühim artan resesyon olasılığı olarak görünmekte. TCMB’ye göre “… resesyonun kaçınılmaz bir risk faktörü olduğu değerlendirmeleri yaygınlaşmakta …”. TCMB, ek olarak, “… uluslararası ölçekte müstahsil ve tüketici fiyatlarının artış eğilimi sürmekte…”. Gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerinde ayrışmanın devam ettiği belirtilmeye devam ederken; belirsizliklere yönelik merkez bankaları tarafınca geliştirilen yeni destekleyici uygulama ve araçlarla çözüm üretme gayretlerinin sürdüğü de yinelendi.

Yurtiçi iktisadi etkinlik tarafında, 2Ç22’de kuvvetli seyrettiği ve gelişme kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payının arttığı vurgulandı. Metinde dikkat çeken bir öteki anlatım de tekrar kredi büyümesi tarafına yönelik oldu: “Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına müsait halde tutumsal faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Ayrıca, son dönemde belirgin biçimde açılan politika-kredi faizi makasının parasal aktarımın etkinliğini azalttığı değerlendirilmektedir. Bu çerçevede kurul, makro-ihtiyati siyaset setini, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarla daha da güçlendirmeye karar vermiştir.”. .

…Bu ifadeden hareketle, yakın dönemde iş dünyası ile meydana getirilen toplantılardan gelen mesajların ardından, bilhassa, TL ticari kredi ürem maliyetlerinin, amacına uygun kullanılması gözetilerek, bir miktar düşürücü yönde adımlar gelmesi beklenebilir.

Fiyat istikrarından ziyade tutumsal etkinlik önceliklendi. Enflasyon görünümüne yönelik olarak metinde yer alan ifadelerde önemli bir değişim görülmedi (önceki metne kıyasla artan enerji maliyetlerinin gecikmeli ve endirekt tesirleri vurgulandı). TCMB, hâlen, alınan önlemlerin ve küresel sulh ortamının yeninden tesis edilmesinin etkisiyle dezenflasyon döneminin başlayacağını öngörmekte. Yapılan sürpriz faiz indiriminin öne sürülen sebebi olarak 3Ç itibariyle iktisadi faaliyette gözlenen momentum kaybı işaret edildi: “… üçüncü çeyreğe ait öncü göstergeler tutumsal faaliyette bir miktar ivme yitirilmesine işaret etmektedir. Küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin arttığı bir dönemde endüstri üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması önem arz etmektedir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin 100 baz puan düşürülmesine karar vermiş, mevcut görünüm altında güncellenen siyaset ürem düzeyinin yeterli olduğunu değerlendirmiştir…”. “Güncellenen siyaset faizi düzeyinin ehil olduğu” yönündeki anlatım indirimlerin devam etmeyeceğine dair bir sinyal olarak okunabilir.Para politikası opeasyonel çerçevesi gözden geçirme periyodunun devam etmiş olduğu ile değerlendirme süreçleri tamamlanan güvence ve likidite siyaset adımları para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğinin güçlendirilmesi için kullanılmaya devam edileceği metinde tekrarlandı.

Sürpriz faiz indiriminin hem fiyat istikrarı aynı zamanda finansal istikrar üstündeki potansiyel tesirleri olumsuz olabilir. Hatırlatmak gerekirse, Ağustos itibariyle yıllık TÜFE %79,6 ile Eylül 1998’den bu yana, yıllık ÜFE’de %144,61 ile Şubat 1995’ten bu yana en yüksek seviyeye ulaşırken enflasyon beklentileri tüm vadelerde bozulmaya devam etti. Ayrıca, yalnızca birkaç hafta ilkin (29 Temmuz) TCMB senenin 3. Enflasyon Raporuyla tüm tahminlerini yukarı revize ederken basın toplantısı esnasında ürem indirimine yönelik de hiç bir sinyal verilmedi. Diğer yandan, iktisadi etkinlik yılın ilk yarısı süresince fazlaca kuvvetli bir seyir izledi. Ayrıca, küresel merkez bankalarının büyük çoğunluğun yakın dönemde sıkılaşma aksiyonlarında vites artırmış bulunmasına karşın, TCMB’nin birkaç merkez bankasının yapmış olduğu genişleyici adımlara odaklanmayı tercih ettiğini de not edelim. Bu unsurlar, yapılan indirimin sürpriz etkisini daha da artırmakta. Temel amacı fiyat istikrarını sağlamak olan TCMB’nin ciddi enflasyon risklerine rağmen iktisadi faaliyetin önceliklendirildiği gerekçesiyle ve piyasayla aleni bir iletişim kurmadan gerçekleştirdiği ürem indiriminin kısa vadeli piyasa fiyatlamaları açısından da orta vadeli fiyat istikrarı ve finansal istikrar açısından da etkisini “Negatif” olarak yorumluyoruz. Mevcut derin negatif gerçek getirinin (ki son indirimle bu konum daha da bozuldu), küresel para politikasında sıkılaşma adımlarının ön planda olduğu bir süreçte, TL varlıkları ilâve oynaklığa karşı aleni hâle getirdiği söylenebilir. Bir sonraki PPK toplantısı 22 Eylül’de gerçekleştirilecek.

 

 

Yatırım Finansman Araştırma Birimi

Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙂

İçeriğimize oy verin

Yorum yapın