Çetin Ünsalan: Almanya resesyona girerse…: 2022

Merhaba, 

Deutsche Bundesbank Başkanı ve Avrupa Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Joachim Nagel yaptığı değerlendirmede Almanya ekonomisindeki resesyon ihtimalini gündeme taşıdı. Ama zannettiğiniz benzer biçimde fazlaca fena durumda olduğundan değil.

Enerji krizinin devam etmesi durumunda şartını ortaya koydu. Şimdi bırakın bizim vizyonsuz siyasi değerlendirmelerimizde yer edinen ‘çok fena durumdalar’ ifadesini yahut kurgulanmış ‘orada ne yaşadığımızı biliyor musunuz’ türünden düzmece Almancı röportajlarını bir kenara ve durumu okuyunuz.

Almanya’nın bu durumunun yurttaş düzeyinde değil, kamu yönetimi sorunu olarak ortaya çıkacağını ilk önce bilmek icap eder. Çünkü pandemi sürecinde oldukça ciddi yardım aldılar. Ayrıca Alman ekonomisinin geleneğinde bilhassa küçük işletmelerini korumak şeklinde bir tavır da var.

İkinci dünya savaşı gibi bir süreçten geçen Almanya’nın, bu tip sıkıntılara dayanımda bizden daha iyi noktada bulunduğunu bilmemiz gerekir. Ama iş burada bitmiyor. Orada sadece ‘dişinizi sıkın’ deyip işin içinden çıkmazlar. Kendi vatandaşını ve işletmelerini ayakta tutmaya çalışırken, bunun faturasını da dünyaya ödetmenin yollarını ararlar.

Öncelikle Almanya ekonomisinin gerçekten zor duruma düşmesi, kasanın başlangıcında yer alması özelliğiyle Avrupa Birliği ekonomisinde ciddi açmazları da bununla beraber getirir. Çünkü bütçeyi mercek altına almaya başlarlar ve ‘önce can sonra canan’ demekten de imtina etmezler.

Bu başta Güney Avrupa ülkeleri olmak suretiyle birçok ülkeyi sıkıntıya sokar ve AB’de domino etkisiyle arka arkaya büyük sıkıntıları bununla beraber getirir. Peki orada yağmur yağarsa bizde ne olur?

Her iki ihracatından birini AB’ye meydana getiren Türk firmalarını da arkalarından sürüklerler. Ya fiyat pazarlıkları veya düşen adetler doğruyu olarak önümüze menfaat. Yetmez… Bankacılık sisteminde ağırlıkları sebebiyle finansman sıkıntısını da bununla beraber getirir.

Avrupa finans sistemindeki bir çöküşten de bizi Körfez’den gelen komik rakamlar kurtarmaz. Onlar ancak makyaj yapmaya yarıyor. İngiltere’nin bu temelde Brexit kararını o şekilde bir durumda yine okumak gerekir.

Almanya resesyona girerse, ülke içine döner. Vatandaşları içinde fark yapmaz. Ama yurttaş olmayanları ülkelerine geri gönderebilir. Buna ‘biz orada ne çekiyoruz’ diyenler hazır mı? Hazır olmadıklarını biliyoruz; bu sebeple daha ilkin Hollanda ile yaşanan bir sıkıntıda Hollanda hükümeti ‘isteyen gitsin’ diyince tek bir şahıs bile dönmedi.

Ancak uzaktan ahkam kesmeyi biliyorlar. Zira Türkiye’ye geldiklerinde bu iş avro kazanıp TL harcamaya ve sonra da ‘bu ülke ne kadar rahat’ demeye benzemez. Almanya resesyona girerse aslına bakarsan kendi markası olan Endüstri 4.0’da ekstra hamle yapar.

Karanlık fabrikalar doğruyu fazlaca daha erken önümüze gelir ki bu da tedarik sorunu yaşanmış olan dünyada çok rahat açıklanabilecek, fakat buraya mal satanlar açısından da acı sonuçlar doğuracak bir hamle olur. Zaten nüfus yapısının yaş averajı da buna izin veriyor.

Almanya resesyona girerse, dış ticaretimiz arasında neredeyse görece tek dengeli ülkeyi kaybederiz. Böyle bir durumda Almanya – Amerika çelişkisinin de büyüdüğünü görürsünüz. Zaten Sovyet Rusya yıkıldığında GOST standartlarını nerede ise DIN normalarına nazaran kurgulamakta iyi hamle yapan Almanlar’ın Rusya ve doğu blokuyla flörtüne şahit oluruz.

Almanya resesyona girerse jeopolitik riskler de artar. Çünkü Almanlar’ın böyle durumlarda sertleştiğini yakın tarihten biliyoruz. Velhasıl kelam söylendiği benzer biçimde vatandaşları perişan edecek bir resesyon riski bulunduğunu sanmıyorum.

Ama Alman ekonomisi makro düzeyde resesyon yaşarsa, bunun dünya ekonomisi ve siyaseti açısından hoş sonuçlar vereceğini de düşünmüyorum. Bu nedenle Almanya resesyona girerse üzerinden politika yapanların böylesi söylemleri sarf ederken iki kere düşünmesinde fayda olduğu kanaatindeyim. Özellikle devletimizde…

cetinunsalan@yahoo.Com

Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙂

İçeriğimize oy verin

Yorum yapın