Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Karttan çek…’: 2022

Merhaba, 

Geçtiğimiz günlerde toplumsal mecralarda yayınlanan sokak röportajlarını izliyordum. Ekonomide her şeyin yolunda bulunduğunu iddia eden bir beyefendi, hızını alamadı ve geçinemediğini söyleyen insanlara ‘cebinde kredi kartın yok mu’ diye sordu.

Bunun üstüne muhabir o paranın kendisine ait olmadığı sorusunu yöneltti. Savunma mekanizmasıyla ilkin evet dedi. Sonra ödemesi gerektiği hatırlatılınca kem küm etmeye başladı.

Eğer siz veresiye alışkanlığıyla esnaftan aleni hesap alışveriş yapanların olduğu bir ülkede, insanları finansal okuryazarlık vermeden birden bire kredi ve kredi kartlarıyla buluşturursanız; cebindekini kendi parası zanneder.

Esasen bugüne durup dururken gelinmedi. 2 binli yıllarda hayattaki parasal genişlemeden kapital çekerek insanları düzmece bir zenginliğe alıştıran, tüketim ekonomisini körükleyerek ithalattan ve tüketimden vergi toplayıp, kasaya girenle TL’yi yüksek değerli kılan, bu yolla üretimsizleşmenin önüne açan, kamunun borç riskini de vatandaş ile firmalara yıkan bir zihniyetin sonuçlarını yaşıyoruz.

Önceleri ‘kredi basit’ denilerek tüketim ekonomisini körükleyen bu sistem, zaman içinde bambaşka bir noktaya geldi. Sahte enflasyon rakamlarıyla zam verip, insanların reel enflasyona göre yaşamasını isterken, dirimsel faaliyetlerini de hızla kredi ve kredi kartlarıyla tamamlamasını sağlamış oldu.

Başlangıçta enflasyonda makas kapalı olduğu ve kredi mekanizması çalıştığı için sorun kimsenin gözüne batmadı ve herkes zenginleştiğini sandı. Şüphesiz bu ortam oya da tahvil edildi.

Bu konum bankaların da işine geldi. Çünkü bir firmaya 10 ünite para verip tamamını riske atmaktansa, yüksek ürem oranlarıyla 10 kişiye 1 birim verim, toplamda ortalama 2 birimi riske atarak, o farkı da uyguladığı faiz, odsya harcaması şeklinde kalemlerden çıkararak durumu sürdürüyordu.

Ne var ki para musluklarının kesilmesiyle ilk sancı başladı. Ödenemeyen miktarların kendisini hissettirmesiyle borcun bir başka borçla veya kredi ile kapatılması yöntemine yaşamımıza geldi. Ardından büyük sarmal başladı.

Bugün geldiğimiz noktada yılların birikmişliğine ilaveten, bireylerin kredi puanlarının sıkıntısı, artan icra dosyaları, en az ödeme ile yürütülen sistem, kamunun nakdi çekme ihtiyacı birleşip, enflasyonda gerçekle açıklanan arasındaki makas da açılarak uçurum noktasına ulaşınca, insanlar artık anayasal haklarına erişmek için giderlerini kredi mekanizmasıyla karışalar hale geldi.

Ekonomik sıkıntılar ağırlaştıkça, çaresizleşen, üstüne pandemi de borç teklif edilen insanların da etkisiyle borç batağına düşenlerin sayısı arttı. Hatta bunların sorunlu alacaklara atılmaması için Basel kriterlerini de zorlayarak düzenlemeler yapıldı.

Şimdi durum ne? Toplam borç, konut, vasıta ve sorunlu alacaklar dahi, sadece tüketici nezdinde 2002’deki 6.4 milyar TL seviyesinden 1,1 trilyon TL seviyesine ulaştı. Peki son verilere nazaran frene bastık mı?

“Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Visa’nın üçüncüsünü gerçekleştirdiği Kartlı Harcamalar Analizine göre, 2022 yılının ilk çeyreğinde aylık kartlı harcamalar ortalaması geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 85 arttı.”

Bir de Haziran 2022 tarihli bir detay paylaşalım: “Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin geçtiğimiz hafta yapmış olduğu açıklamaya göre, Aralık 2021 itibariyle kredi kartı müşterisi sayısı 29 milyon 978 bin 121 sadece kullanılan kredi kartı sayısı 88 milyonun üzerinde. 2022’nin ilk üç ayında kredi kartıyla 564,7 milyar TL’lik harcama yapılırken, kart borcunu ödeyemediği için 273 bin kişi yasal takibe alındı.”

Yetmedi mi? Haziran 2022’den bir haber daha: “Adalet Bakanlığı Adli İstatistikleri, derin ekonomik krize ayna tuttu. Verilere gore icra ve batkı dairelerindeki dosya sayısında patlama yaşandı. Dosya sayısının 2021 yılı itibarıyla 32 milyona çıkmış olduğu ortaya çıktı. 2021 senesinde açılan icra ve iflas dosya sayısı ise 8,3 milyon. 2020 senesinde icra ve batkı dairelerine gelen dosya sayısı 6,7 milyondu. Bu konum 1 yılda icra ve batkı dosya sayısındaki artışın yüzde 24 hızlandığını gösteriyor. 32 milyon dosyadan karar bağlanan sayısı 3,3 milyon. 24 milyon dosya, 2022 ve sonraki yıllarda görüşülmek suretiyle rafa kaldırıldı.”

Örnekleri çoğaltabilirim. Ama durum oldukça parlak görünmemekle beraber, borç da hızla ödenemez hale dönmeye başladı. Çünkü insanlar ya gelirlerini kaybediyorlar ya da satın alma güçleriyle kredi ödeyebilme şansları kalmıyor. Peki çaresiz kalan insan ne yapar? Kasiyere şunu der? Karttan çek. Tercümesi; cepte para yok.

[email protected]

 


İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: FED ne yaparsa yapsın...Çetin Ünsalan Yazdı: FED ne yaparsa yapsın…

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: Kavcıoğlu ne anlatacak?Çetin Ünsalan Yazdı: Kavcıoğlu ne anlatacak?

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: Dinlemiyorsunuz ki...Çetin Ünsalan Yazdı: Dinlemiyorsunuz ki…

İLGİLİ HABERÇetin Ünsalan Yazdı: 'Esnaf yaşam, Başkan tribün derdinde...'Çetin Ünsalan Yazdı: ‘Esnaf ömür, Başkan tribün derdinde…’

Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙂

İçeriğimize oy verin

Yorum yapın