Merhaba,
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu bu hafta sonuna doğru İstanbul Sanayi Odası’nın konuğu olacak. Daha ilginç olan ise mevzu: Reel kesimi destekleyen nitelikli finansman politikalarının üretim ve ihracat açısından önemi…
Şimdi adamın aklına talep eder istemez şu sual geliyor: Merkez Bankası Başkanı, sanayicinin karşısına geçip bu mevzuda ne anlatacak? KDV alacakları ile alakalı ödeme sorunu sürerken, ihracat gelirlerinin yüzde 40’ını TL’ye park edip, finansman kullanması için de geri kalan yüzde 30’u da isteyip, bir ay boyunca da döviz almamasını talep ettiğiniz bir sanayici grubuna karşı nasıl bir konuşma yapabilirsiniz?
Finansmanın niteliklisini bir kenara koydum, mevcut gelirlerini ve alacaklarını riske atarak, döviz pozisyon riskini arttırdığınız bir reel sektöre hangi önerilerle gelebileceksiniz? Üstelik Kavcıoğlu daha ilkin amme bankasında kobi kredilerinden görevli bir yetkiliydi.
Yetmedi, köşe yazarlığı yapmış olduğu süreçte üretim ekonomisinin esas olduğunu ve Türkiye’de finansmanın üretim aktörlerini desteklemek adına kullanılması icap ettiğini kaleme alan bir isim.
Şimdi gelinen noktada neyi, iyi mi anlatacak? Elbette sanayici bu tablo karşısında derdini söyleyecek mi? Bence aslolan tehlikeli sonuç nokta burası. Açık yüreklilikle artık ayıp olmasın meselesini bir kenara bırakarak gerçekleri tüm çıplaklığıyla konuşma zamanı.
Çünkü bu ‘ayıp olmasın’ meselesi yüzünden firmaların varlıkları tehlikeye girer hale geldi. Sadece burada bitmiyor ki? Mesela Merkez Bankası Başkanı açıkladıkları siyaset faizine rağmen, piyasada yüzde 40 ortalamayla kredi kullandırılmasını hangi ilmi gerçeğe dayanarak izah edecek?
Çekirdek enflasyonu baz aldığını söylese, onun bile yüzde 55 sınırına geldiği bir ortamda, insanların iş yapabilmek için bırakın sağlıklı olanına finansmana ulaşmalarının olanağının kalmadığı, ihracatçı için kritik önemde olan reeskont kredilerinin de döviz riskini üstlenmeye bağlandığı bir ortamda hangi samimiyet ölçüsünde konuşacak?
Türkiye artık bu tiyatroyu bir kenara bırakarak üreticisine sahip çıkmaya karar vermelidir. Bir tarafta üretim ekonomisi nidaları atıp, hemen sonra da onu yurtdışına kaçırmak için elden ne gelirse yapılıyorsa, ortada en hafif tabiriyle samimiyetsizlik laf mevzusudur.
Bence Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, daha önce kaleme aldığı yazılara, hatta kobilerden görevli yetkili iken bankacılık sektörü tarafındayken verdiği beyanatlara tekrar göz atsın ve hatırlasın.
Çünkü bugün burada samimiyetle meseleleri tartışmaz, bilakis döndürmek için gerçekçi yaklaşımlar sergilemez isek, ortada üretim meydana getirmeye mecali duracak firma sayısını tek tek sayacak hale geleceğiz.
Doğal olarak üretimin yapılamadığı bir ortamda da ihracattan laf etmek olanaksız hale geliyor. Artık şu gereksiz ağırlamaları bir kenara bırakıp, gerçekleri konuşmanın vaktidir. Yoksa oldukca geç olacak.
Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙂