Merhaba,
Dr. Fatih Özatay Dünya Gazetesi’ndeki köşesinden bu hafta Türkiye ekonomisindeki ivme kaybını mercek altına almaya devam ediyor. Özatay, günlük olarak yayınlanan elektrik tüketimi verisinin on beş günlük averajlarından elde edilmiş senelik yüzde değişimlerin hareketlerini grafikte göstererek ekonomideki yavaşlama sinyallerinin devamına işaret ediyor. 9-17 Temmuz bayram tatili öncesindeki devre için şu temel saptamayı yapıyor:
Bayram öncesi dönemde elektrik tüketimindeki artış payı baş aşağıya gitmiş ve 30 Haziran’da ‘eksi’ bölgeye girmiş. Bu gelişme de Salı günkü yazımda özetlediğim tutumsal nedenlerle ‘yakın gelecekte ekonomimizin daralmaya başlamasının büyük bir ihtimal dahilinde olduğu’ savıyla uyuşuyor. On beş günlük ortalamalar yerine kırk beş günlük ortalamalar analiz edilirse de sonuç değişmiyor. Bir mühim nokta da şu: Sadece bayram öncesi devre değil de tüm devre ele alınırsa, elektrik tüketimindeki azalmanın geldiği düzeyin, pandemi sebebiyle ekonominin kapandığı dönemdeki azalışa çok yaklaştığı belirleniyor.
Özatay yazısında ekonominin sonbahara doğru daralmaya başlaması veya büyüme payı son aşama düşerse, YEM’in dayanğı “enflasyonun çok ama oldukça altında tutulan faizin” ekonomideki etkinlik hacmini mühim ölçüde yavaşlattının ortaya çıkacağını söylüyor. Hükümetin yaratacağı olası “dış güçler yada küresel resesyon” benzer biçimde bahanelere prim verilmemesi gerektiğini belirten Özatay yazısını uygulanan ve saatli bombaya benzettiği “düşük ürem-düşük asgari ücret-yüksek kur” dayanaklı ekonomi politikasının ve yıkıcı diğer benzerlerinin ileride uygulanmamasının garantiye katılımı gerektiğine vurgu yapıyor.
Yazının özü burada.
Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙂