Merhaba,
TCMB Cuma gecesi yayınladığı yeni zorunlu karşılıklar genelgesi ile kredi pazarını perişan etti. Artık iktidarın parmakla gösterdiği faaliyetler haricinde iş yapanlar için ticari kredi bulmak oldukça zor olacak. Prof Özgür Demirtaş genelge için “Bu sefer de o düşük orandan hiçbir banka kredi vermez. KAMU bankaları aracılığı ile krediyi o düşük orandan verirsen de Mega enflasyon gelir…” ifadelerini kullandı.
Zaten TCMB’nin piyasa bozucu kararnamesi öncesi de birtakım kredi ve mevduat faizleri gerilemeye başlamıştı. Haftalık kredi kütlesi %0.8 artış gösterse de, kredilerde trendi takip eden 13 haftalık hareketli yaklaşık kredi büyümesi yavaşlıyordu. Kredi hacminin yavaşlaması kredi arayanlar için ne algılama geliyor? Enflasyon ve kura yansıması iyi mi olur?
BMD Menkul Değerler: Ticari kredi faizleri terfi etti, bireysel yatay
Bankaların TL mevduat için uyguladıkları ürem payı 12 Ağustos haftasında bir önceki haftaya nazaran 3 baz puan azalışla %17,32 olurken, dolar mevduat faizi 1 baz puan artışla %2,49 ve Euro mevduat faizi 2 baz puan artışla %1,09 oldu.
TL bazlı ticari kredilerin ürem payı ise aynı haftada bundan önceki haftaya göre 57 baz puan artışla %27,10 oldu. TL bazlı mesken kredi faizleri 8 baz puan azalışla %18,58; taşıt kredi faizleri 13 baz puan artışla %28,06 ve ihtiyaç kredi faizleri 7 baz puan azalışla %34,38 olarak gerçekleşti.
Dolar bazlı ticari kredilerin ürem oranı aynı haftada 55 baz puan artışla %9,03 olurken, Euro bazlı ticari kredilerin ürem oranı 129 baz puan azalışla %4,56 oldu.
Kredilerde artış var ama trend aşağı yönde
12 Ağustos’ta nihayetlenen haftada, TCMB raporlamasına bakılırsa toplam krediler haftalık %0.8 artış sergiledi. Hükümetin yavaşlatmak istediği ticari krediler ortalamaya paralel seyrederken, bireysel krediler ve kredi kartı bakiyelerinde sırasıyla %1.1 ve %2.5 artış gözlendi.
Kredi kütlesi esasen yavaşlıyordu
Krediler haftadan haftaya büyük oynaklık sergiler. Bankacılık sisteminin kredi verme iştahıyla kredi talebinin buluşmuş olduğu patikayı görebilmek için (yıllıklandırılmış) 13 haftalık hareketli yaklaşık kredi hacmini gözlemlemek gerekir. Bu trendi aşağıdaki grafikten fazlaca güzel okuyabiliriz. Bu oran senenin ilk çeyreğinde %55’lere tırmandıktan sonra halen %35 civarında. Yılbaşından bu yana enflasyonun %50 civarında biriktiğini göz önüne alırsak, hususi sektörün REEL olarak azalan miktarlarda kredi kullandığını söyleyebiliriz.
Yeni genelgenin neticeleri ne olur?
Bizce, hükümetin aşırı hızla büyüyen bireysel kredilerde kısıtlamaya gitmesi daha uygun olurdu. Özellikle, faizi dönemden döneme artış yayınlayan kredi kartı borçları çok süratli büyüyerek, hane halkının finansal sağlığını tehdit eder boyutta.
Ticari kredilerin ise fazlaca hızlı yetiştiği söylenemez. Bir yıllık Yİ-ÜFE’nin TÜFE’ye göre nerdeyse 2 misli bulunduğunu hatırlayalım, sırf işletme sermayesini koruyarak üretimini sabit tutmak isteyen firmaların bile daha fazla krediye ihtiyacı var.
Fakat nedense hükümet çevrelerinde ticari kredilerin üretim ve proje finansmanında kullanılmadığı, döviz alımına gittiği ya da yurtdışına kaçırmış olduğu düşüncesi hasıl oldu. Bu yüzden de Cuma gecesi TCMB aşağıda sıralanan türler dışında ticari kredi vermeyi adeta katiyen kıldı:
“KOBİ tanımına giren işletmelere kullandırılan krediler
Esnaf kredileri
İhracat ve yatırım kredileri
Tarımsal krediler
Bu tür seçilmiş kredi kısıtlamaları genelde başarısız sonuçlar verir. Bakalım Prof Özgür Demirtaş bu konuda ne diyor:
“Demirtaş toplumsal medya hesabından “Olayları adet tane özetleyen videomdan sonrasında banka kredi faizlerine sınırlama gelmiş. Ama bu da Çalışmaz! Bu sefer de o düşük orandan hiçbir banka kredi vermez. KAMU bankaları aracılığı ile krediyi o düşük orandan verirsen de Mega enflasyon gelir…” ifadelerini kullandı.
Demirtaş’ın ifadelerine katılıyoruz. Ticari kredilerde sert ve ihtiyarı engellemeler enflasyona sınırı olan müspet etki yapar, bu sebeple bireysel kredilerde büyümeye sınır yok. Kurdaki yukarı hareketin ise dövize çevrilen ticari kredilerden kaynakladığı hiç bir kanıta dayanmıyor. Vatandaşına hırsız ve spekülatör gözüyle bakan bir devletin marifeti.
Bir başka deyişle, kredilerin kısıtlanması direkt döviz kurunu etkilemez.
Ancak, ticari kredileri boğmak, bir oldukca işletmenin operasyonel ve yatırım kararlarını olumsuz etkileyecek. Bunun sonucunda birkaç ay gecikmeyle ekonomik faaliyet yavaşlar. Eğer ithalat ihracattan daha süratli yavaşlarsa, kur üzerinde baskı azalır. Fakat, maliyeti de dördüncü çeyrekte durgunluğa dönüşebilir.
Hükümet, enflasyon ve kur istikrarsızlığına karşı en kolay deva olan faiz artırımı yerine bu dolambaçlı yollara başvurarak hem zaman kaybediyor, hem de faydadan fazlaca zarara yol açıyor.
FÖŞ
FÖŞ yorum: Şahap Kavcıoğlu Hem Özel Sektörü Yaktı, Hem AKP’yi!
FÖŞ’ten ilk yorum: TCMB’den gece yarısı saldırısı
Kredilerde işdünyasına kazan kaldırtan tablo
Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙂