Merhaba,
Ekonomik buhran içindeki toplumların sinirleri gerilmeye daha müsaittir. Üstüne siyasilerin bu sinir uçlarını deşer özellikte tavırlar ve söylemleri üzerine mum diker. Porsiyonlar küçüldükçe “Sineklerin Tanrısı” kitabı gerçeğe dönüşür. Geçenlerde yaşanmış olan toplumsal cinnetin Ankara’da vuku bulduğu elim vaka da maalesef budur. Sanatçı Onur Şener’e rahmet temenni ediyorum.
Ancak ben sosyolog değilim. İşin iktisadi boyutu üzerinden tartışabilirim. Gerçi tartışacak o kadar da bir şey yok. Zira ülkenin Hazine ve Maliye Bakanı’nın büyüme rakamlarına vakıf olma derecesi okuma becerisiyle aynı. Yüreğinin götürmüş olduğu yere giden bakanımız her ne kadar “Çin modeli filan değil” dese de geçmiş tersini söylüyor.
Tarih 3 Aralık 2021. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin de böyle büyüdü diyor ve ekliyor. “Ekonominin 4 sacayağı bulunuyor. Bunlar; enflasyon, ihracat, faiz ve üretim.”
“Türkiye’yi üretimle büyütmek, ürem kıskacından çıkarmak için ekonomide yeni periyodu başlattık. Üretimle yabancı yatırımcıların dikkatini çekeceğiz. Çin bu şekilde büyümüş. Biz pazara daha yakınız, onlardan avantajlıyız”
Yoktan bir evladı var etmeye yeten 9 aylık süreçte Türkiye neler yapmış oldu?
❌Dış tecim açığı 3 katına katlandı. Sadece ağustos ayındaki dış tecim açığında cumhuriyet tarihi üstün derecesi egale edildi.
❌ Cumhuriyet tarihinde enflasyonun en süratli arttığı dönemdeyiz.
❌Dışa bağımlı olan ülkemizin pazarında önemli iki ayak var:
Kur ve üretici tutarları (ÜFE)
ÜFE; Aralık’ta %80’idi, bugün %151.
Kur; 13’tü, 18 oldu.
❌En yüksek negatif faiz bizde.
❌ Swap harici net rezervler zamanı düşük ölçüde.
“Avrupa’nın Çin’i” olma yolunda tek “başarımız” ücret. “Tarihi zam” müjdelerine karşın dolar bazında en düşük asgari ücret veren ülkelerden biriyiz. Bile isteye fakirleştirilen pokitikanın yanı sıra enflasyon halkı tarumar etti. Pandemi döneminden beri emeğin pastadaki payı %20 civarında azaldı. Sermayenin gelirleri aynı kuşakta ikiye katlandı. Ülkenin yarısının asgari ücret ve civarı kazandığı ekosistemde ücretli nasıl erimiş görüyorsunuz.
Grafiği Ali Hakan Kara Hoca’dan aldım.
Vergi dilimi şeysi nedir?
Başlamadan önce; aşağıdaki rakamlarda küsuratları sildim. Ne de olsa 49 liraya market alışverişi meydana getiren Türco peynir alamıyor o paraya.
Yeni senenin ilk ayı brüt maaşı 13 bin lira olan bir çalışanın eline net 10 bin lira düşüyor. Vergi dilimi sebebiyle kişinin eline geçen net ücret aralık ayında 9.143 lira oluyor. Üçüncü vergi dilimine girmiş olduğu ağustos ayında 13 bin lira brüt maaşın 7 bin lirası vergi olarak buharlaşıyor.
Bu konu başlı başına makale, hatta kitaba sığacak kadar geniş. Ancak güncel olması bakımından değinilmesi gerekiyor. Damga vergisinin yıldan yıla iyi mi arttığını Ozan Bingöl Hocam vergiyedair.Com sitesinde özetlemiş:
- 01.07.1999 ücret ödemesinde damga vergisi oranı binde 4,80
- 01.09.1999 ücret ödemesinde damga vergisi oranı binde 6,00
- 01.01.2010 ücret ödemesinde damga vergisi payı binde 6,60
- 01.01.2013 ücret ödemesinde damga vergisi payı binde 7,59
Link: (https://vergiyedair.Com/2020/08/17/dusuk-ucretliye-tarife-dilimi-uzerinden-gizli saklı-vergi-zammi/
Hükümetin vergiyi tabana yayma, büyümeye ehemmiyet verirken bu pastanın bölüşme adaletini sağlama konusundaki iradesizliğinin son örneğini bakanımız Nureddin Nebati CNN’de gösterdi.
“Vergi dilimine takılan çalışanlar için yapabileceğimiz birşey yok. Dışardan görüldüğü benzer biçimde değil. Onun maaliyeti 200 milyar lira civarı.” dedi. İlk 3 ayda 75 milyar KKM ödemesi meydana getiren hükümete minimum 25 milyon vatandaşı ilgilendiren vergi dilimi güncellenmesi zor geldi. İktisadi idare bilincinden epistemolojik kopuşu temsil eden mevcut idarenin ta kendisidir.
Yağız Kutay Işık
Gelecek Partisi Sözcüsü Özcan’dan Uyarı: Hazırlanın, dövize taarruz başlıyor!
Google’da aramalar yoksulluğun acı delili…
Asgari ücrete ait iktidar kanadından ilk kez rakam paylaşıldı
Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🙂